Matematiksel bir macera: Biri Şu Sayıları Toplasın

Özge İpek Esen

Can Çocuk Yayınları’ndan çıkan Biri Şu Sayıları Toplasın, adından da anlaşılacağı gibi tam bir matematik hikâyesi. Burcu Ünsal’ın yarattığı karakterler çok doğal ve komik. Ezgi Keleş’in karikatürü anıştıran çizgileri ise hikâyeye canlılık katmış. Beni kitabı okumaya iten şey kitapla ilgili yapılan reklamlar oldu ve doğrusu kitap için yapılan tanıtımların çok dikkat çekici olduğunu söyleyebilirim.

Kitap herkes gibi derslerde bazen canı sıkılan Çınar’ın bu sıkıntıyı yaratıcı bir çözümle, yani karikatür çizerek dağıtmasıyla başlıyor. Bünyamin Öğretmen, ders sonunda öğrencilerin tüm yıl boyunca çözdükleri problemleri yazdıkları problem defterlerini topluyor. Ancak bir karışıklık sonucu Çınar problem defteri yerine karikatürlerini çizdiği defteri masaya bırakıyor. Çok geçmeden defteri geri almak için öğretmeniyle konuşsa da bir işe yaramıyor. Bünyamin Öğretmen Çınar’a okul çıkışında, Refik, Ekrem ve Pınar ile kendisini beklemesini söylüyor. Böylece hikâye boyunca bize eşlik edecek ekip toplanıyor. Tam bir sanat aşığı Robdöşambr Refik, oburlukta uzman Ayçöreği Ekrem, teknoloji delisi Bayt Pınar ve karikatürist kahramanımız Çınar. Hepsinin de Bünyamin Öğretmen’de bir eşyası var. Merakla öğretmeni beklerlerken sınıf kapısının altından bir zarf atılıyor. Gizemli zarf, matematikle arası kötü olan bu dörtlüyü çeşitli direktiflerle bilmeceler bulunan yerlere çekiyor ve dört işlemli bir maceraya sürüklüyor. Her bilmece bir sonraki bilmeceye yönlendiriyor. Yolculuk bitince Bayt kitabına ulaşıyor, Ekrem cevizli kurabiye tarifine, Refik de izlemeyi çok istediği bir oyunun biletine… En sonunda ne yazık ki şanssız çizer Çınar, karikatür defteri yerine yine yanlışlıkla başka bir problem defterini alıyor.

Karakterler, diyaloglar ve olaylar çok eğlenceli ve komik. Ama hikâyenin eğlencesine kapılmayın hemen çünkü içinde yer alan dört işlemli sorular hiç de basit değil. Soruyu çözmeye değil, sorunun dikkat çekmeye çalıştığı ayrıntılara odaklanmak gerekiyor. Örneğin, ilk soruda asansördeki 62’den yapılan tavşan, sorunun cevabıyla ilgili önemli bir ipucu ama bu 62’den çizilen tavşanın nerede olduğunu okur anlamıyor. Hikâyenin ilerleyen kısmında da asansör duvarındaki çizimin bir ipucu olduğuna dair hiçbir şey yazmıyor. Ancak cevabı öğrendikten sonra geriye dönüp ipucunu aramaya çalışırsanız çözüyorsunuz. Bu açıdan kitabın amacına ulaşmadığını söyleyebilirim.

Yoğun bir metin olmadığı için çabucak okunuyor. Karakterler de bu kısacık kurguya göre oldukça derinleştirilmiş. Erkek çocuklarının teknolojiyle arasının iyi olduğuna ilişkin yaygın görüşün aksine hikâyede Bayt’a (Pınar) yer verilmiş olması çok hoşuma gitti.

Çizimlerin gerçekten komik ve güzel olduğunu yukarıda da belirtmiştim ancak metin ve çizimlerin yerleşimi dolayısıyla hikâyeyi takip etmek küçük okur için zorlayıcı olabilir. Nitekim soruların çözümlerinde çizimlerdeki ayrıntıların önemini göz önünde bulundurunca daha da zorlaşıyor.

Matematik hâlâ öğrencilerin baş belası olduğu için matematik temalı kitaplar da gitgide artıyor haliyle. Çocuklara matematiği sevdirmek meselesi hikâye kitaplarına düşüyor gibi. Ancak bunun da sorunlu yanları var. Bu tarz kitaplar genel olarak dört işleme dayanıyor. Matematikle ilgili sorunumuz maalesef dört işlemden daha geniş bir yelpazede seyrediyor.

Bir diğer sorun da çocuk edebiyatına yeni bir misyon mu yükleniyor endişesi. Salt keyif ve eğlence için de kitap okuyabilmek küçümseniyor gibi. Bu endişeyi bu kitap incelemesi içinde deşip de kitaba haksızlık yapmak istemem. O yüzden başka bir yazıya diyelim.

Okumalı mısınız?

Saydığım meseleleri bir kenara bırakırsak, ilkokul çağındaki okurlar için uygun bir kitap. Küçük okurun matematikle arasını düzeltir mi bilmem ama bir eğlence vaat ettiğini söyleyebilirim.

Blog at WordPress.com.