Birçok okurun başına gelmiştir, belirli bir tempoda ve yoğunlukta okumaya alışmışken bazen bir kitapla yaşadığınız sorunlar, bazen yaşamınızda karşılaştığınız aksaklıklar, bazen ise önceliklerin değişmesi sonucunda tekler, tökezler, okuyamaz olursunuz. Kitaplar elinizde sürünür, aynı kitabı evirip çevirip bitiremezsiniz. Altı Üstü Kitap ekibinin bazı üyeleri de bu dertten çok çektiği için bugün yabancıların ‘reading slump’ dediği okuma felci ve bu felçten kurtulmanın bazı olası yolları üzerinde durmak istedik.
Altı Üstü Kitap Podcast’in ikinci sezonunun ikinci bölümünde daha çok okumak isteyenlere önerilerimizi sıralamıştık. Bu listeyi o bölümün bir tür tamamlayıcısı olarak değerlendirebiliriz, hem orada hem burada kendi deneyimlerimizden yola çıkarak okuma temposunu geliştirmek için bazı önerilerde bulunuyoruz.
Öncelikle unutmamamız gereken bir şey var: Herkesin okuma biçimi, yöntemi, alışkanlıkları ve öncelikleri kendine özgü. Herkes, yazınla özgün ve kişisel bir iletişim kuruyor, yazını değerli kılan da bu zaten. Bu nedenle herkesin okuma felcine yakalanma nedenleri ve bu felcin belirtileri farklı olabilir, yeniden yüksek tempo ve yoğunlukta okumaya başlamanın da herkes için geçerli sayılabilecek, tek kalıptan çıkma yöntemleri de bulunmuyor. Bizim sıraladıklarımız, kendi deneyimlerimiz ve başka okurların paylaştıkları deneyimlerin ortalamasına dayanıyor.
Felcinizin neden kaynaklandığını anlamaya çalışın. Örneğin belirli bir şeye canınız sıkkınsa, sizi bu şeye kafa yormaya zorlayacak kitaplar herhalde size iyi gelmeyecektir. Öte yandan aklınızı kurcalayan bazı konular olabilir ve bu konulara değinen şeyler okumak size iyi de gelebilir. Bunun bir örneği COVID-19 pandemisi olabilir; bazı okurlar virüs, salgın gibi öğelere dayalı öykülerden kaçınırken bazı okurlar özellikle bu yönde kurgulara yöneldi, hatta hastalıklara ilişkin kurgudışı kitaplar okumak istedi. Tek bir kalıptan çıkmadığımız için hepimiz farklı davranıyoruz. Kendi süreçlerinizi, okumaya neden zaman ayıramadığınızı ve yaşamınızın bu döneminde nelere öncelik vermeniz gerektiğini en iyi siz bilebilirsiniz. Ancak özel olarak stresli bir dönemden geçiyorsanız yapmamanız rica ettiğimiz bir şey var: İstediğinizce okuyamadığınız için daha çok strese girmek. Bunun ne size, ne okuma düzeninize yararı var. Lütfen kendinizi hırpalamayın.
Kendinize ödev vermekten kaçının. Örneğin, diyelim ki yaşamınızın bu döneminde şu ya da bu kitabı okumak istiyorsunuz, ancak okuma felciniz ya da motivasyonunuz buna pek izin vermiyor. Eğer kafanızı bu kitaplara odaklayamadığınıza inanıyorsanız, belki de gereksinim duyduğunuz şey tam da bu kitapları okumak değildir. Bunun yerine, güncel önceliklerinizden farklı gibi görünse de, daha kolay ve heyecanla okuyabileceğiniz kitaplara yönelin. Belki popüler bir aşk romanı ya da kısa ama ilgi çekici bir kurgudışı yapıt okuma listenizde daha öncelikli olan kitaplardan daha çok ilginizi çekecek, sizi heyecanlandıracak. Böylece hem okuma felcinize, hem de doğrudan size iyi gelecek. Kendinizi belirli zorunluluklara hapsedip bu olasılığın önünü kapatmayın.
Okuma ritüellerinizi değiştirin ya da yeni ritüeller deneyin. Alıştığınız okuma örüntüleriniz size çok tanıdık geliyor ve sizi uyuşturuyorsa ortalığı biraz hareketlendirmekte yarar var. Belki kitap okuduğunuz ortamı değiştirmek, örneğin bir parka ya da kafeye yalnız başınıza gidip yalnızca kitap okumaya zaman ayırmak size iyi gelecek, ya da okurken sürekli dinlediğiniz belirli müzikler varsa bunları çeşitlendirmek sizi heyecanlandıracak. Pek çok şey gibi okuma temponuzu iyileştirmek de biraz deneme-yanılma işi. İlk denemenizden sonuç alabilirsiniz, denediğinizden çok yanılabilirsiniz de, kendinize sabır gösterin deriz.
Okuduğunuz kitap tür ve biçimlerini çeşitlendirin. Alışkın olmadığınız ama merak ettiğiniz tür ve alanlar önünüzde yeni kapılar açabilir. Örneğin basılı kitaba alışkınsanız e-kitap ya da sesli kitap deneyebilirsiniz. Aşk romanına alışıksanız korku okumak size iyi gelebilir. Yeni şeylerle ilgilenmenin coşkusu okuma ritminizi hızlandırabilir.
Karşıt bir öneri olarak, alışılageldik şeylerin gücünü de küçümsemeyin. Okuduğunuz ve sevdiğiniz bir seri varsa kaldığınız yerden bu seriye devam edebilirsiniz. Belki sevdiğiniz bir kitabı yeniden okumak size iyi gelir. Ya da sizi yormayacak yeni bir seriye başlayabilir ve o seriden devam edebilirsiniz. Sevdiğiniz yazarların okumadığınız kitaplarını okuyabilirsiniz. Önceliklerinizi rahat okuyacağınızı bildiğiniz kitaplara göre yeniden düzenlemek sizi rahatlatabilir.
Kısa kitaplar okumayı deneyin. Okuma istek ve motivasyonunu kitap bitirmekten daha çok artıran bir şey düşünemiyoruz. Elinizde sürünen her kitap okuma felcinizi derinleştirecektir, o yüzden çabucak bitirebileceğiniz kitaplara yönelmenizi öneririz. İlginç öykü derlemeleri, grafik romanlar ya da örneğin novellalar sizi hızlandırabilir. Böylece hem yeni şeyler tatmış, hem okuma kaslarınızı çalıştırmış olursunuz.
Okumaya başladıktan sonra keyif aldığınızı ve saplanıp kalmadığınızı anladığınız kitapları da bitirene dek yavaşlamayın. Eğer olanaklıysa, ‘Bu kadar zamandır istediğim gibi okuyamıyordum ama şu kitaptan günde elli-yüz sayfa okudum, kalanını da iki gün sonra okurum,’ demeyin. Arayı açarsanız, o kitabın da bir kenara atılıp size yük olan diğer kitaplar gibi olmayacağını bilemezsiniz.
Görüldüğü gibi önerilerimizin merkezinde sizi heyecanlandıracak, öyle ya da böyle bir coşku duymanızı sağlayacak ve aynı zamanda sizi çok da zorlamayacak kitaplara yönelmek, yazınla kurduğunuz ilişkiyi hareketlendirmek yer alıyor. Edebiyatla ve kitaplarla kurduğumuz ilişkide heves ve coşkunun olmazsa olmaz olduğuna inanıyoruz, ama herhangi bir alanda kesintisiz bir hevesle davranmak kolay değil. Tökezlemek, yavaşlamak, bazen büsbütün kopmak oldukça doğal. Önemli olan sanatla ve yazınla ilişkimizi yeni yollarla ve keyifle canlandırabilmek.
Kapatırken, ilk günden beri söylediğimiz bir şeyi yineleyelim: İyi okur olmanın yolunun yalnızca çok kitap okumaktan geçtiğine inanmıyoruz. Herkesin kendine özgü bir ritmi ve okuma yoğunluğu var. Yazınla kurulan ilişki doyurucu ve olgunlaştırıcı olmalı. Ortada bir yarış yok, bu nedenle de eğer kendinize okuma hedefleri koyuyorsanız, bunlar sizi zorlayacak hedefler olsa bile, kendinize karşı sabırlı ve anlayışlı olmanızı dileriz. Bu sizi hedeflerinizden uzaklaştırmaz, kendinizi daha yavaş ama süreğen olarak geliştirmenize de olanak sağlar.